Tüberküloz hastalığı dünya genelinde yılda 3 milyon kişinin ölümüne neden olmaktadır. 2000 ile 2020 yılları arasında 1 milyar kişinin tüberküloz mikrobunu alacağı, 200 milyon kişinin tüberküloz hastalağına yakalanacağı ve 35 milyon kişinin de tüberküloz hastalağından öleceği hesaplanmaktadır. Genelde dünya nüfusunun üçte biri tüberküloz basilinden etkilenmesine rağmen çok az bir kısmında hastalık meydana gelmektedir. Hastalık; çocuklarda, yaşlılarda, HİV infeksiyonu bulunanlarda, şeker hastalarında, alkoliklerde, kortizon ilacı kullananlarda yani bağışıklık mekanizmasının zayıfladığı kişilerde tehdit oluşturmaktadır. Yıllardan beri tüberküloz az gelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin bir sorunu iken, günümüzde özellikle HİV infeksiyonu artışı ile gelişmiş ülkelerin sorunu haline de gelmiştir. Akciğer tüberkülozu olan hastaların % 55-90’ında barsakta da tüberküloz bulunmaktadır, buna karşın bağırsak tüberkülozu olan hastaların % 20-25’inde akciğer tüberkülozu bulunur. Tüberküloz bağırsağa tükrük yolu ile, damarlar yolu ile veya komşu organlar yolu ile bulaşır. Bağırsak tüberkülozu hastalarının % 80-90’ında; ateş, kilo kaybı, ishal ve karın ağrısı gibi belirtiler vardır. Tüberküloz, sindirim sisteminde yemek borusu, mide, onikiparmak bağırsağı, ince bağırsak ve kalın bağırsakta yerleşebilir, ancak en sık (% 80-90) yerleştiği bölgeler ince bağırsağın son kısmı olan terminal ileum ve kalın bağırsaktır. Bağırsak tüberkülozunun ayırıcı tanısında non-Hodgkin lenfoma, Crohn hastalığı ve Yersinia enfeksiyonu yer alır.
Crohn hastalığı, sindirim sisteminin ağız boşluğu ile kalın bağırsak arasındaki tüm bölümlerini tutabilen iltihabi bir bağırsak hastalığıdır. Sıklıkla hastalığın ince bağırsağın son kısmını (ileum) ve kalın bağırsağın başlangıç bölümünü (çekum) tuttuğu bilinmektedir. Crohn hastalığının oluş nedeni çoğu zaman bilinmemektedir, ancak sıklıkla vücuttaki iltihabi (enflamatuvar) kimyasal medyatörlerin dengesizliği sonunda olduğu düşünülmektedir. Günümüzde, kalıtımsal (NOD2geni), mikrobik (Mikobakterium paratüberkülozis, PsödomonasveListeria), bağışıklık sistemi ile ilgili (interlökinler and tümor nekrozan faktör - TNF), çevresel faktörlerle (sigara kullanımı), diyete bağlı, damarsal ve stres ile oluşabildiği ileri sürülmektedir. Crohn hastalığı, ortalama 100.000 kişide bir kişide görülür. Asya ve Afrika kıtalarında, diğer kıtalara göre biraz daha sıktır. Kuzeydeki ülkelerde son 50 yılda özellikle kalın bağırsakta görülme sıklığı artmıştır. Kentlerde ve üst sosyo-ekonomik grupta kırsal kesime oranla daha sık görülür. Beyazlarda siyahlara göre Crohn hastalığı daha sık görülür. Crohn hastalığı, Musevi toplumunda tüm kıtalarda diğer toplumlara göre 2-4 kat daka sıktır. Kadın ve erkeklerde görülme sıklığında belirgin bir fark yoktur. Crohn hastalığı’nın 15-30 yaş ve 60-80 yaş gruplarında artıl gösterdiği bilinmektedir. Crohn hastalığı, bağırsağın kripta adı verilen bölümlerinde ülserler ve granülom adı verilen şişlikler oluşturur. Bağırsağın tüm katmanlarını tutan iltihabi gelişme yaratır ve bağırsakta darlık, ödem ve tıkanıklık oluşturabilir. Crohn hastalığı, bağırsaktan dışarıya sızıntı (fistül) oluşturabilir. Bunun sonucunda bağırsakta delinmeler ve apseler meydana gelir. Crohn hastalığına bağlı fistüller sıklıkla bağırsak ile bağırsak arasında (entero-enteral), bağırsak ile mesane (sidik torbası) arasında (entero-vezikal), bağırsak ile hazne (vajina) arasında (entero-vajinal), kalın bağırsak ile mide arasında (kolo-gastrik) ve bağırsak ile deri arasında (entero-kutanöz) tipte olabilirler.
Crohn hastalığında, bağırsakta emilim bozukluğu (malabzorpsiyon) gelişebilir. Bu durum protein, yağ, safra ve kalori emilim bozukluğuna yol açabilir. Böbrek taşı oluşumunu arttırabilir. Crohn hastalarının % 30’unda makat fistülleri gelişir. Deride eritema nodozum, pyoderma gangrenozum ve psöriatik eritem adı verilen şişliklere neden olabilir. Crohn hastalığı, büyük eklemlerde artrit, ankilozan spondilit adı verilen eklem iltihaplarına neden olabilir. Ağızda aftlar gelişebilir. Crohn hastalığı, gözde episklerit, rekürran irit ve uveit adı verilen bozukluklara neden olabilir. Crohn hastalığı, portal ven trombozu gibi damarlarda tıkanıklığa (trombo-emboli) neden olabilir. Safra kanallarında sklerozan kolanjit adı verilen safra yolu darlığı gelişebilir. Crohn hastalığında, safra taşı sıklığı artar. Karaciğer iltihabı (kronik aktif hepatit) ve karaciğer sirozuna ağilimi arttırır. Hastalık klinik olarak alevlenmeler ve sakin dönemlerle seyreder.
Crohn hastalığının belirtileri şunlardır: ishal: dışkıda sümük (mukus), itihap veya kan olabilir. Karın ağrısı: kramp şeklinde ve karın sağ alt kısmında ve göbekte ağrı gelişir. Kilo kaybı, hafif ateş, bağırsak tıkanıklığı: bağırsak iç çeperi ödem nedeniyle daralır, makat çatlağı (anal fissür), makat fistülü (perianal fistül), makatta apse (perianal apse), karın içi apseler (intra-abdominal ve retroperitoneal apse), karın duvarında ele gelen sert kitle (kalınlaşmış bağırsak), böbrek taşı, kansızlık (anemi) ve nabız yüksekliği (taşikardi) ve deri, ağız, göz, eklem, karaciğer, safra yolu belirtileri.
Crohn hastalığının ayırıcı tanısında: amip hastalığı (amibiazis), karsinoid tümör, bağırsak divertikülü, apandisit, endometriozis hastalığı, bağırsak tüberkülozu ve yumurtalık ve tüplerin bazı hastalıkları yer alır. Crohn hastalığında kan tetkiklerinde: Lökosit düzeyi yükselir (lökositoz), protein (albümin) düzeyi azalır, kollesterol düzeyi azalır, magnezyum düzeyi azalır, kalsiyum düzeyi azalır, CRP (enfeksiyon belirteci) yükselir ve p-ANCA ve ASCA antikorları görülür.
Bu bilgilerden de anlayabileceğiniz gibi, Crohn hastalığı ile bağırsak tüberkülozu farklı hastalıklar. Ben açıkçası kardeşinizde olan sorunun ne bağırsak tüberkülozu, ne de Crohn hastalığı ile ilgili olmadığını düşünüyorum. Bence buradaki sorun tam olarak düzelmeyen ve nüks eden bir kıl dönmesi sorunu ve bu nedenle kardeşinize Genel Cerrahi muayenesi gerekmekte.
Saygılarımla,
Dr. Korhan Taviloğlu
Genel Cerrahi Profesörü
www.barsakcerrahisi.com
www.taviloglu.com
www.drtaviloglu.tv
|