Fournier gangreni veya sizin ifadenizle Fournier kangreni ilk olarak 1883 yılında Fransız cerrah Fournier tarafından tanımlandığı için bu isim ile anılır. Daha sonradan 1951 yılında Wilson bu sorunu nekrotizan fasiitis veya nekrotizan yumuşak doku infeksiyonu olarak tanımlamıştır ve günümüzde de bu ifade kullanılmaktadır. Önceden kullanılan eş anlamları ise: gangrenöz erizipel, nekrotizan erizipel, hastane gangreni, akut dermal gangren, nonklostridyal krepitasyonlu sellülit, hemolitik streptokokus gangreni, sinerjistik nekrotizan sellülit ve Meleney sellülitidir. Nekrotizan yumuşak doku infeksiyonları, cilt yada ciltaltı dokusunu tutan ve bazı olgularda hafif, bazılarında ise gayet ölümcül seyredebilen bir tablo çizerler. Ciltteki lezyonlar: impetigo, erizipel, follikülit, ecthyma, fronkülozis ve karbonkülozis şeklinde kendini belli eder. Sellülit: dermis ve kısmen cilt altı yağlı dokuyu ilgilendiren bir infeksiyondur. En sık olarak streptokok adı verilen bakteriler ile gelişir, daha nadiren daha sınırlı bir alanda stafilokok adı verilen bakteriler tarafından oluşabilirler. Ciltte kızarıklık, hassasiyet ve şişlik şeklinde belirirler. Erizipel ise döküntü ve morluklarla seyreden bir sellülit türüdür. Ciltte vezikül ve bül adı verilen su kesecikleri gelişebilir. Nekrotizan fasiitis ise cilt altı dokusunun yüzeyel ve derin kas zarlarını tutabilen bir infeksiyondur. Kas tabakasına ulaşan infeksiyonlar ise kasda nekroz yada çürümeye yol açarlar. Klostridyum adı verilen oksijensiz ortamda üreyen bakterilerle veya diğer bakterilerle oluşabilirler. Nekrotizan fasiitis, sıklıkla alt karın ve cinsel organlar bölgesi (perine) ve daha seyrek olarak bacakları etkilemektedir. ABD’de yılda ortalama 10,000-15,000 civarında A grubu streptokoksik enfeksiyon görülmektedir. Bu olguların % 5-10’unda nekrotizan fasiitis gelişir. Sıklıkla ciltte bir kesi, ezilme, yanık, yırtık, ısırık ve enjeksiyon bölgelerinde daha sıktır. Şeker hastalarında (diyabetikler), alkoliklerde, uyuşturucu bağımlılarında, bağışıklık sistemi zayıflamış olanlarda ve damar hastalarında daha sık rastlanır. Nonsteroid anti-inflamatuvar ilaçların hastalığa karşı eğilimi arttırdığına ilişkin görüşler vardır, ancak bu hipotez kesin olarak ispat edilmemiştir. Fournier gangreni, başlangıçta erkeklerin cinsel bölgesinde yerleşen nekrotizan fasiitis ile eş anlamlı olarak kullanılmıştır. Zaman içinde kadınların cinsel bölgesinde nekrotizan fasiitis olguları da bu tanımlama içine dahil edilmiştir. Bu konuda 1883 yılından bu yana literatürde 500’ün üzerinde makale yayınlanmıştır. Fournier gangreninden belirgin bir korunma yolu yoktur, ancak çok ender olan bu durum karşısında doktorların önceden hastalığı hatırlarına getirip, şüphelenmeleri önemlidir.
Saygılarımla,
Prof. Dr. Korhan Taviloğlu
Genel Cerrahi Uzmanı
|